RUS MUHALEFETİNE ÖĞÜTLER

 

A.İlter TURAN

SİYASET PENCERESİ

Tallinn’e bahar İstanbul’dan geç geliyor. Gündüzler serin, geceler soğuk. Katıldığım toplantıdaki tartışmalar ise hararetli. Türkiye’ye dostlukla yaklaşan Estonya’nın Uluslararası Savunma Araştırmaları Merkezi’nin her yıl ülkenin ikinci Cumhurbaşkanı Lennart Meri anısına düzenlediği güvenlik ağırlıklı konferansı izliyorum. Baltık ülkelerinin cumhurbaşkanları ve başbakanlar düzeyinde katıldıkları toplantıya Batı camiasının muhtelif ülkelerinden de tanınmış isimler katılıyor. Bu yıl açılış yemeğinin konuşmacısı Sayın Ahmet Davutoğlu idi. Geçen yılki toplantının kapanışında Estonya Cumhurbaşkanı Thomas İlves Türkiye’nin AB üyeliğinin vazgeçilmezliğini savunan bir konuşma yapmıştı.  Bu yıl Dışişleri Bakanımızın toplantıya katılması, Estonyalı dostlarımızı memnun eden bir mukabele oldu.

         Bildiğiniz gibi, Baltık ülkeleri iki savaş arasında Sovyetler’in işgali altında yaşadı. Bir miktar Rus da gelip bu topraklara yerleşti. Ancak Sovyet yönetiminden çıkmak her zaman bu ülkeler halklarının temel özlemlerinden biri oldu. Nitekim dağılma sırasında bağımsızlıklarını ilk ilan edenler Baltık ülkeleriydi. Dolayısıyla, bugün de Rusya’ya anlaşılabilir ihtiyatla yaklaşıyorlar. Özellikle Sovyetleri ihya etmeyi arzuladığı düşünülen otoriter Putin yönetiminden kuşku duymalarına şaşmamak gerek. Buna karşılık, Lennart Meri toplantılarına Rus muhalefeti katılıyor, ülkelerindeki demokrasi eksikliklerinden yakınıyorlar.

Yine Rusya’nın iç siyasi gelişmelerinin ele alındığı bir oturumda,  bir Batılı uzman ülkelerindeki demokrasi eksikliklerinden yakınan Rus muhaliflerine daha başarılı olmaları için uymaları gereken bazı kuralları sıraladı. İzninizle ben bunları size aktarayım: İlkin,  sadece toplumun dar bir kesimi olan entellektüelleri, ülkenizde demokrasi için gayret gösteren az sayıda yabancı kuruluşu ve demokratikleşme baskısı yapan dış dünyayı muhatap aldığınız imajından kurtulun. Geniş kitleleri muhatap aldığınızı gösteren yeni bir imaj oluşturun. Demokrasinin çoğunluğu ikna etmenizi gerektirdiğini unutmayın. İkinci olarak, kitlelerin ufak tefek günlük sorunlarıyla ilgilenin, bunlara çözümler üretin. Seçmenler siyasetten dertleriyle ilgili çözümler üretilmesini beklerler. Üçüncü olarak, enerjinizin tümünü ideolojik tartışmalarla tüketmeyin, siyasalar üretin. İnsanlar, iktidara talip olanların kendilerine farklı ve inandırıcı tercihler sunmalarını beklerler. Dördüncü olarak, kendi aranızdaki gereksiz bölünmelerden kurtulmaya bakın.  Herkesin her özlemine cevap veremezsiniz. Uzlaşmayı şiar edinin. Seçmen, her kafadan farklı seslerin çıktığı muhalefeti ciddiye almaz, inandırıcı bulmaz. Beşinci olarak, başarılı olamayınca radikalleşmekten kaçının, hislerinizi denetim altına alın. Aşırılaşma kazanç getirmez, sadece seçmenin bekleyişlerinden uzaklaşmanızla sonuçlanır. Altıncı olarak, şahıslara odaklanmayın, sistem üzerinde durun. Uzun vadeli düşünün. Sadece kişilerin değişmesi ile sistem değişmez. Son olarak, gücünüzü kendi kaynaklarınızdan alın. Sizin demokrasinizi başkaları kuramaz. Demokrasi yandaşı olsa da, Batının birinci derecedeki ilgisi istikrarın korunmasıdır.

Rus muhalefetine verilen öğütler, bir iki tanesi hariç, bana hiç yabancı gelmedi. Ama haklısınız, dünyanın başka yerlerindeki olayların bizimle ne ilgisi var? Biz ileri demokrasi ile yönetilen bir ülkeyiz, biraz muhalefetimiz az ama o kadar kusur da olabilir.

 

 

 

Sitemizde yayınlanan makale, yazı, döküman, dosyalar ve resimler izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
Copyright © 2014 Ruyiad Tüm Hakları Saklıdır.
Sitemap