AKP'NİN PROGRAMINDA UFAK BİR DEĞİŞİKLİK OLURSA
Emin ŞİRİN
Hareketli geçeceği belli olan bir haftaya girerken kısa bir yazıyla haftaya başlayalım.
Bu sütunları takip edenler bilirler; 2005 senesinde bir erken baskın seçim olmasının çok kıymetli bir ihtimal olduğunu defalarca yazdım.
Diyelim ki, Tayyip Erdoğan’ın ve AKP’nin programında ufak bir değişiklik oldu. Erken seçim yine olacak ama erken seçimden evvel bir Anayasa değişikliği ve arkasından Cumhurbaşkanlığı seçimi gelecek!
Bu görüş bilgiye de dayandığını söyleyen, siyaseti çok iyi bilen bir dostumun görüşü. Kendisi bana, “Senin erken seçim görüşün doğru. Doğru ama Recep Tayyip Erdoğan başka bir şey düşünüyor, başka bir şey yapmak istiyor. Evvela Anayasa değişikliği gündeme gelecek. Cumhurbaşkanının süresi 5+5 şekline getirilecek. Recep Tayyip Erdoğan Köşke çıkacak, Başbakanlığı Abdullah Gül’e bırakacak” dedi.
“İyi güzel de, ben Ahmet Necdet Sezer 7 sene için seçildi. Müktesep hakkı var. Onun dönemi bitmeden nasıl yeni Cumhurbaşkanı seçilir?” diyecek oldum; “Sen de biliyorsun; Anayasa değişikliklerine Anayasa Mahkemesi’nde itiraz edemiyor. İtiraz mercii yok. Böyle bir Anayasa değişikliği referanduma gider. 50.1 ile geçerse yapacak bir şey kalmıyor” dedi.
Pek tabii inanmadım, inanmak istemedim. “Hadi oradan, senin bu görüşünü kabul edecek olsam Bülent Arınç da halife mi olmak isteyecek? Malum ya, halifelik kaldırılmadı, TBMM’nin uhdesine alındı. Kaldırılan halifelik değil halife. TBMM, Anayasa’daki laiklik kavramına yeni bir tarif getirip, halife de tayin etmeye kalkabilir. Sen TBMM’de çoğunlukları var diye, 47 milyon seçmenden 10-11 milyon oy almış insanların her istediklerini yapabileceklerini zannediyorsun” dedim.
Demesine dedim de dostumun iyi haber alma kaynakları da olduğunu bildiğimden düşünmeden edemedim.
Neyse, tam kalktık gidiyoruz ortaya bir laf daha atmaz mı:
“Düşün bakalım” dedi. “Hangi hastalığı olanlar güneşli havalarda güneş gözlüğü olmadan dışarı çıkmak istemezler? Işık hangi hastalığı tetikler?”
Ne bileyim ben… Bu kadarı da fazla…