Yabancı Ülkelere İş Seyahatinde bilmeniz gereken örf ve adetler.....
Özetle, iş gezisi yapacağınız ülkelerin örf ve ádetlerini, özelliklerini ve zevklerini ve tabii "hassasiyetlerini" iyi bilmenizde fayda vardır. Fransız internet sitesi Journal du Net, 10 ülke için böyle bir rehber hazırlamış. "En basit bir söz, masum bir hareket her şeyi berbat edebilir. İş ilişkilerinde geçerli, kısa bir ’bilmeniz gerekenler’ rehberi."
JAPONYA
Kartvizit değiş tokuşu
Japonya’da kartvizit değiş tokuşu ciddi bir protokola tabidir. Her şeyden önce cebinizde yeterli sayıda kartvizit bulunsun ve mümkünse kartınız Japonca olsun. Japonya’da kartvizit takdim ederken ya da alırken, hafifçe öne eğilmek ve kartı iki elle tutmak gerekir. Aldıktan sonra kartı dikkatle incelemeniz saygı göstergesidir. Bir toplantıda herkesle tek tek kartvizit değiş tokuşu kuraldır, kimseyi unutmayın. Bu arada, alçak gönüllü ve ölçülü insanlar olan Japonlar, laf kalabalığından hazzetmezler. Ve söz kesmek büyük ayıptır.
RUSYA
Ayakkabı çıkarmak
Rus muhatabınızın sizi evine davet etmesi, geleneksel Rus misafirperverliğiyle tanışmanız için iyi bir fırsat. Ancak, evine gittiğiniz Rus’un elini sakın kapıda sıkmayın, uğursuzluktur. Ayrıca eve girerken, kapıda ayakkabınızı çıkarmayı unutmayın. Sonra, kolay gelsin, çünkü yemek boyunca kadeh kaldırıp votkayı fondip yapmanız gerekecektir. Rus muhatabınızla ahbap olursanız, sizi bir ihtimal ’banya’ya (banyo) yani geleneksel Rus hamamına davet edecektir. Bu sizi şaşırtmasın, Rus işadamları hamamda iş görüşmesinden hoşlanırlar.
ALMANYA
Randevulara sadakat
Almanlar’ın iş konusunda kurallara bağlılığı meşhurdur. Siz de bu kurala uysanız iyi olur. Mesela randevuya geç gitmek, bekletmek çok ters etki yapar. Konuşmanızı da önceden ayarlayın, çünkü başlama saati gibi, toplantıların bitiş saati de değişmez. Almanya’da kullanılan unvanlar kafanızı karıştırabilir. Karşınıza birçok ’Doktor’ ve ’Profesör’ çıkacaktır, muhtemelen nasıl kullanacağınızı bilemeyeceksiniz. Kimseyi kırmamak için, önceden sorup öğrenmekte fayda var.
ABD
El sıkmanın tekniği
Amerikalılar, ast üst ayrımı yapmadan birbirlerine isimleriyle hitap ederlerse de, fizik olarak mesafeyi korumaktan hoşlanırlar. Onun için muhatabınızla aranızda 60-70 santimlik bir "yaşam alanı" bırakmaya özen gösterin. El sıkarken de içten ve dinamik olun: Karşınızdakinin gözünün içine bakarak, iki kere el sıkacaksınız. Bu arada, Amerikalılar "ölçülülükten" hoşlanırlar, hem kıyafet olarak (özellikle kadınlar) hem de üslup olarak: Kabalık çok büyük bir ayıptır.
FAS
Sarılıp öpüşmek
Faslı işadamları sizinle biraz fazla samimi olurlarsa, yadırgamayın. İsimle hitap etmek, senli benli konuşmak hatta öpüşmek, Faslılar için tabiidir hatta size önem verildiğinin göstergesidir. Yemeğe davet edildiğinizde, Fas yemeklerini övme fırsatını kaçırmayın!
ÇİN
Hediye adabı
Randevuya giderken, küçük bir hediye götürmenizde bir sakınca yoktur. Karşınızdaki önce katiyen kabul edemeyeceğini söyleyecek, sonra defalarca teşekkür ederek alacaktır ve, hediyeyi açmadan bir kenara koyacaktır. Açtığında beğenmez de size istemeden bunu belli eder endişesiyle, size saygısından.
HİNDİSTAN
Karşılıklı selamlaşmak
Hintliler’in geleneksel selamını biliyorsunuz: İki el ayalar birbirine yapışık çenenin altında birleşir, baş hafifçe öne eğilir. Artık gençler batı usulü el sıkmayı tercih ediyor. Bırakın önce Hintli muhatabınız sizi selamlasın. Bu arada unutmayın, bir Hintli için açık açık "hayır" demek çok zordur; "belki" yahut "bakalım, mümkünse" derlerse, bilin ki...
MEKSİKA
Doğru ismi bulmak
Meksikalılar’ın üç adı vardır, üçünü de kartvizite yazarlar. Önce isimleri, ardından babalarının ve annelerinin soyadı. Oysa insanlara sadece babalarının soyadıyla hitap etmek ádettir. Önceden sorup öğrenin.
İNGİLTERE
Ellerinizi dizinizde tutun
İngilizler sizi pahalı bir lokantaya davet edebilirler; pek çok ülkede geçerli kuralın aksine, masada otururken, elleriniz masanın üstünde değil, dizlerinizin üstünde dursun. Bir de size sık sık "how do you do" diyeceklerdir, kafanızı yormayın, sizin de "how do you dou" diye cevap vermeniz yeterlidir. Kolay yani...
ARJANTİN
Yemeğe gece vakti oturmak
Arjantin’de size sık sık ’şampanya’ ikram edenler çıkacaktır. Şampanya dedikleri yerli köpüklü şaraptır. Aman bu tipik içkinin ne kadar güzel olduğunu söylemeyi unutmayın ve (bu uyarı Fransızlar için) zinhar tatsız karşılaştırmalara kalkışmayın.
TÜRKİYE
Ne yazık ki yok
Evet, ne yazık ki bu listeye Türkiye dahil edilmemiş. Siz Türkiye’yi iyi tanıyan bir yabancı olsanız, Türkiye’ye iş gezisi için gelenlere hangi tavsiyelerde bulunurdunuz? Türkler’in hangi örf ve ádetlerini bilmeleri, hangi hassasiyetleri konusunda dikkatli olmalarını söylerdiniz?
Uzun lafa gerek yok, Cem Yılmaz’ın dediği gibi, bir örnekle anlatalım. Uluslararası bir şirketin satış görevlisisiniz, Adanalı bir işadamına mesela 10 milyon dolarlık makine satacaksınız, iş artık müşteriniz Mehmet Bey’e imza attırmaya kalmış, kalkıp Adana’ya gelmişsiniz.
Mehmet Bey sizi akşam şehrin en iyi et lokantasına götürmüş, tam siparişler verilirken siz, kebaptan önce çömleğe düşüyorsunuz: "Ben vejetaryenim. İnsanlar nasıl hayvan leşi yiyebiliyor, anlamıyorum!" Size hayırlı işler! Adanalılar mükrim (ikram etmeyi seven) son derece nazik insanlardır. Salatanızı, meyvenizi bitirin, çantanızı alıp eve dönebilirsiniz. Satışı filan unutun!
Kaynak: Hürriyet İK 27.Ocak.2008
Fransız internet sitesi Journal Du Net