AMERİKA'nın ŞEÇİMDEN ÖNEMLİi KAZANCI

AMERİKA'nın ŞEÇİMDEN ÖNEMLİi KAZANCI

Prof.Dr.A.İlterTURAN                                      

                                                                    siyaset penceresi

 

Dünyaca bilinen Chez Panisse lokantasının masaları dolu. Rezervasyonunuzu bir hayli önceden yaptırmalısınız. Uçaklarda yer bulunmuyor. Gazetelerin bahsettiği iktisadi krizle gördükleriniz arasında uyum bulmak zor. Ancak kişisel sohbetler sırasında dostlarınızın görece fakirleştiğini anlıyorsunuz. Kiminin elindeki hisse senetlerinin değeri düşmüş, kiminin emeklilik fonunun portföyündeki kağıtların nemaları. Gelirler azalıyor. Bu yıl daha az seyahat edecekler, restoranlara seyrek gidecekler. Borçlarını ödeyememe sorunuyla olanaklarının ötesinde bir eve sahip olmak isteyen düşük gelirliler karşılaşmışlar. Şimdi işsizlik de artıyor.  Böyle bir ortamda seçime giden Amerika’nın iktisadi konuları ön plana alması doğal gözükse de, tartışmalarda başka konular da ağırlık taşıyor.

 

Bush yönetimi gücünü tamamen yitirmiş. Yandaşları bile kendilerinde ülkesini çok yönlü sıkıntılar içine atan liderlerini savunacak gücü bulamıyorlar. Bir kısım Cumhuriyetçi zevat Demokrat aday Obama’yı desteklediklerini ilan ettiler. Bunlar arasında tanıdık isim eski Dış İşleri Bakanı Colin Powell. Kamuoyu yoklamaları Obama’nın önde gittiğini göstermekle birlikte, rakibi ile arasındaki mesafenin ne olduğu konusunda farklı araştırma kuruluşları farklı tahminlerde bulunuyorlar. California Üniversitesi’nin Kamuoyu Araştırmaları birimini yöneten dostum Profesör Shanks’a, Obama’nın kazanmasına kesin gözüyle bakabilir miyiz diye sorduğumda, aradaki farkın sanıldığı kadar büyük olmadığını, seçimler bitmeden kazananın ilan edilemeyeceğini söyledi.

 

Çoğu kişi, Amerika’nın bir an önce bu yönetimden kurtulmasını gönülden arzuluyor. Yerine kim gelsin sorusunun yanıtı ise Amerika’nın kendi içindeki derin bölünmüşlüğünü yansıtıyor.  Cumhuriyetçi Parti’ye dindarlık ve sosyal muhafazakarlıkla nitelenen aşırı kanadı hakim. Partiyi merkezden bir hayli uzağa çekiyor. Söylenenlere göre, bu grup partinin adayı John McCain’i pek sevmiyormuş; başka cazip seçenek bulamayınca adaylığını kabullenmek zorunda kalmış. Buna karşılık, Başkan yardımcısı adayının kendilerine uygun birisi olmadığı takdirde, olay çıkararak parti kongresini felç edecekleri, dağılmaya zorlayacakları tehdidini savurmuşlar. Böylece, McCain’in, mutedil Cumhuriyetçiler yanında Demokratlara da hitap edebileceğini ümit ettiği iki adayı veto etmişler. Sonuçta McCain, partinin aşırı kanadına hitap eden ama deneyimsiz ve etkileyicilikten uzak Sarah Palin’i yardımcılığına aday göstermek zorunda kalmış. Belki de böylelikle seçimi kazanma şansını zayıflatmış. ASağ radikallerin siyasete yaklaşımları ideolojik. Doğum kontrolüne ve kürtaja karşılar, eşcinselliğe karşı tavırları sert, okullarda Darwin’in Evrim Kuramı yanında İncil’deki yaradılış efsanesinin de okutulmasını istiyorlar (Bu tavırlar bana pek yabancı gelmiyor gibi!)

 

Cumhuriyetçi Parti’nin aşırı kanadı, amaçlamamış olsa da, adaylarının seçilme şansını azaltarak, Amerikan hayatındaki en büyük devrimlerden birinin gerçekleşmesine katkıda bulunacak. Bir zenci başkan seçilirse, Amerikan toplumunun bir yarası daha iyileşmeye başlayacak demektir. Siyahlar renklerinin onları mutlaka toplumun bir alt kesimi durumuna mahkum etmediğini görecekler.  Böylece Amerika’yı ortasından çatlatan bir seçim, ırk cephesinde bütünleşmeyi güçlendirecek. Bunalımlı dönemde Amerika’nın en önemli kazancı sanırım bu olacaktır.

Sitemizde yayınlanan makale, yazı, döküman, dosyalar ve resimler izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
Copyright © 2014 Ruyiad Tüm Hakları Saklıdır.
Sitemap