YENİ BİR SİYASET ANLAYIŞINA İHTİYAÇ VAR!

YENİ BİR SİYASET ANLAYIŞINA İHTİYAÇ VAR!

İlter TURAN                                                                                 

                                  siyaset penceresi

 

 

Yedinci cumhurbaşkanımız Kenan Evren’in ülkenin karşı karşıya bulunduğu etnik sorun ve bunun aşılması için nelerin düşünülebileceğine ilişkin görüşlerini açıklaması kamuoyumuzda bir fırtına estirdi. Bir askeri yönetimin başı olarak cumhurbaşkanlığına gelmiş olan bir silahlı kuvvetler mensubunun, görevden ayrılmasının üzerinden uzun süre geçtikten sonra, geçmişte savunduklarından bir hayli ayrıldığı izlenimini veren bir açıklama yapması mutlaka haber değeri taşır ve kamuoyunun ilgisini çeker. Dolayısıyla basınımızın ve elektronik medyanın konu üzerine eğilmesi, bir tartışma zemini oluşturmaya çalışması tabiidir, sağlıklıdır.

 

Medyanın konuya önem vermesi ne kadar uygunsa, konuyu değerlendirenlerin çoğunlukla sergiledikleri esasa ilişkin tutumlar ve kendilerini ifade ederken kullandıkları üslup da maalesef siyasi olgunluktan o kadar uzaktır. İsterseniz ülkemizin sorunlarına çözüm üretmelerini beklediğimiz siyasi partilerimizin lider ve diğer yetkililerinin demeçlerine bakarak bir değerlendirme yapalım. Ana muhalefet partimizin bir liderine göre, Evren geçmişte Amerika’nın dediklerini yerine getiren bir kişi olmuştur. Şu anda ifade ettiği düşünceler de suç teşkil etmektedir. Dolayısıyla, CHP Sayın Evren’i mahkemeye verecektir. Hangi şartlar altında göreve gelmiş ve görev yapmış olursa olsun, ülkemizin bir cumhurbaşkanından bir başka ülkenin hizmetinde bir görevliymiş gibi söz etmek için, ithamı yapan kişinin elinde çok güçlü kanıtlar olması gerekir. Sizlerin de tahmin edebileceği gibi, ana muhalefet partimizin elinde bu türden kanıt filan yoktur. Sadece, ithamda bulunan şahıs ve arkadaşlarının böyle bir izlenime sahip olduklarını düşünebiliriz. İhtimal odur ki, şu sıralarda Amerika ülkemizde pek sevimsiz bulunduğu için, bu ülkenin adı öne çıkarılarak, Kenan Evren’in fikirlerinden çok kendisi yıpratılmak istenmektedir. Pek merak ediyorum, ana muhalefet partimizin Sayın Evren’in düşüncelerine ilişkin fikri nedir? Bu güne kadar uyguladığımız politikalar sorunların aşılmasında istenen sonuçları vermediğine göre, muhalefetimiz gelecekte sorunları nasıl aşmayı tasarlamaktadır? Herhangi bir sorun bulunmadığı mı düşünülmektedir? Yoksa, muhalefetimizin ne yapacağına dair bir fikri mi yoktur?

 

Ana muhalefet partimizin Sayın Evren hakkında suç duyurusunda bulunması, kendisini mahkemeye verebileceğini duyurması, sosyal demokrat olduğunu iddia eden bir parti açısından inanılması güç bir tutumdur. Benim bildiğim, adında demokrat olan ve sosyal demokrasi geleneğine bağlı olan partiler düşünce özgürlüğünün savunuculuğunu yaparlar. Dolayısıyla, ana muhalefet partimizden beklenecek davranış, bırakın Yedinci Cumhurbaşkanını mahkemeye vermekle tehdit etmek, şayet onun ifade ettiği düşünceler mevcut yasalara göre fikir suçu oluşturuyorsa, yasalardan fikir suçunun kaldırılması için mücadele etmek olurdu. Fikre karşı mukabil ve inandırıcılığı daha yüksek fikirlerle mücadele edilir, beğenilmeyen fikir sahibini yargıya teslim etme tehdidiyle değil. Maalesef, bu tür tutumu, özgürlüklerin savunuculuğunu üstlenmesi beklenebilecek bir baro da sergiliyor. Onlar da Sayın Evren hakkında suç duyurusunda bulunacaklarmış. Taaccüp (ya da günümüzün moda deyimiyle “Hayret bir şey!”) 

 

Bir marjinal parti başkanı da ana muhalefet temsilcisinin düşüncesini başka biçimde ifade ederek eski cumhurbaşkanımızı taşeronlukla itham etti. Kullanılan zerafetten yoksun ifade üzerinde durmayalım ama, ülkemizde olanları onun bunun emrindeki taşeronlar arasında bir mücadele olarak gören zihni yapının milletimize gösterdiği güvensizliğe ve saygısızlığa ne diyelim? Herhalde bu zat, kendisinin ve partisinin, diğerlerinden farklı olarak taşeron olmadığını düşünüyor ama bizim kendisine inanmamız için haklı bir neden var mı? Madem ki, bu ülkeyi yönetenler onun bunun taşeronu imiş, kendilerinin de birilerinin taşeronluğunu yapmaları pek muhtemel değil mi? Ama kimse taşeronum demeyeceği için, bunu inkar yoluna gitmelerine de şaşmamak gerekir. Tabii latife ediyorum. Kimse başkalarının taşeronluğunu falan yapmıyor. Fikir bakımından fukara olan kuruluşlar ve şahıslar, düşünce düzeyinde mücadele etmekte aciz kaldıkları için, başka fikirlerin sahiplerine şahsi saldırılarla, kendi zaaflarını örtmeye ve puan toplamaya gayret ediyorlar.

 

Yeni bir siyaset anlayışına ihtiyaç var. Bu anlayışın temelinde fikirlerin serbestçe ifade edilmesi, kimsenin düşüncelerinden dolayı yargılanmaması yer almalı. Düşüncelerle mücadele etmenin, düşünceleri etkisiz kılmanın yolu doğru bilgiler üzerine inşa edilmiş, mantiki yapısı sağlam yeni düşüncelerdir. Yapılmaması gereken ise fikri değil, sahibini kötülemeye çalışarak insanları fikrin de kötü olduğuna inandırmaya çalışmaktır. Düşünce özgürlüğü alanında çok kötü bir sınav verdiğimiz kesin. Muhalif ve muvafıkıyla, sivil toplumuyla, ıslaha muhtaç bir görünüm veriyoruz. Demokrasiye yakışır bir tavır sergilemediğimizi sanıyorum bizden başka herkes görüyor. Bir de biz görebilsek!

Sitemizde yayınlanan makale, yazı, döküman, dosyalar ve resimler izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
Copyright © 2014 Ruyiad Tüm Hakları Saklıdır.
Sitemap