A.İlter TURAN
SİYASET PENCERESİ
Son günlerde önce Danıştay’daki törende Barolar Birliği Başkanı ile Başbakanımızın arasındaki gerilimli olay cereyan etti; sonra tüm ülkenin acısını derinden hissettiği Soma’daki maden kazası. Bu olaylar ciddi bir sorunu da olanca berraklığı ile gözler önüne serdi. Başbakanımız çabuk kızıyor, öfkesini kontrol edemiyor, yapmaması gereken biçimde davranıyor. Ancak, daha ciddi bir sorun var. Başbakanın çevresi de onun asabiyetini destekleyen, başkalarını suçlayan, bir sorunla karşı karşıya olduklarını teslim etmekten uzak duruyor. Vahim sonuçlarla karşılaşabileceğimizi düşünmüyorlar.
Ben korkuyorum. Başbakanımız bir yabancı ülke lideriyle görüşürken sinirlerine hakim olamazsa, o ülkenin liderlerini, halkını rencide edecek sözler söylese, sonuçları ne olur? Ya da, toplum karşısında, Soma’da olduğu gibi, itinasızca derlenmiş bilgilere dayanan, iyi düşünülmemiş bir demeç verse ve bir infial patlaması yaşansa; cebir ve silah kullanmayı şiar edinmiş korumaları bir türlü engelleyemedikleri aşırılıklarını ısrarla uygulasalar, sonuçta can ve mal kaybı gerçekleşse ne olacak? Ya da Başbakanımız, heyecanını yenemeyerek bir başkasına beden gücünü kullanarak müdahale etse, nefret söylemi kullansa, ve aynı şekilde mukabele görse, hangi duruma düşecek? Bu asabiyet patlamalarına hep başkalarının kusurlu söz ve davranışlarının neden olduğunu ileri sürmek inandırıcı olmuyor. Başbakanımız belki her zaman asabi tabiatlı idi ama son zamanlardaki gibi davranmıyordu. Bir sorun olduğunu teslim etmek gerek. Başbakanımızın dinlenmeye, tıbbi ihtimama ihtiyacı var.
İktidar partisi mensuplarının tutumunu anlamak zor değil. Ülkemiz bir seçim havasında. Yakında AKP cumhurbaşkanı adayını ilan edecek. Herkes adayın Başbakanımız olmasını bekliyor. Partililerin Başbakanımızın arkasında birleşme zamanıdır diye düşünmeleri tabiidir. Sonra, milletvekili seçimlerinde kimlerin aday olacağını; cumhurbaşkanı seçilirse, kurulacak yeni kabinede kimlerin görev alacağını kendisinin belirleyeceği konusunda kuşku bulunmamaktadır. Dolayısıyla Başbakanımızı memnun etmeyecek eylemlerden dikkatle kaçınmak da isabetli bulunabilir. Ancak, olaya diğer muhtemel sonuçları açısından da bakılmalıdır. Başbakanımız mevcut çizgisini sürdürürse, kamuoyunda kendisinin yorulduğu izlenimi yaygınlaşabilecektir. Bunun iktidar partisini güçlendirmeyeceği aşikardır. Buna karşılık, Başbakanımızın Cumhurbaşkanı seçildiğini varsayalım. Bu durumda, daha fazla kutuplaşmış, hukuk devleti ilkelerinden giderek uzaklaşan ve devlet geleneği kaybolan bir ülkeye doğru yol alacağız. Eğer iktidar partisi mensupları, bunun kendileri için iyi olacağını düşünüyorlarsa, yanıldıklarını ifadeden başka söylenecek söz yoktur.
Ben istirahat etmesini sağlayarak, AKP’nin birçok başarıya imza atan Başbakanımıza yardımcı olması gerektiği kanısındayım. Bilmiyorum ne der siniz?
Caption: Son olaylar bir sorunu bütün berraklığı ile ortaya çıkardı. Başbakanımız çabuk kızıyor, öfkesini kontrol edemiyor.