ÇOK KARMAŞIK BİR İŞ

 

 Prof.Dr.A.İlter TURAN

                                            SİYASET PENCERESİ

Türkiye’nin Ermenistan’la ilişkilerinde yumuşamaya gittiği izlenimi yaratan gelişmeler son zamanlarda hayli hızlanmış, sınır kapısının açılması gün meselesi olarak değerlendirilmeğe başlanmıştı. Gelişmelerin Sayın Cumhurbaşkanımızın bir futbol karşılaşmasını vesile ederek Erivan’a gitmesiyle başladığı hatırlardadır. Bilahare Başkan Obama’nın Türkiye’yi ziyareti sırasında konu üzerinde durulduğu, Amerikan Başkanı’na yürümekte olan yumuşama sürecini aksatacak eylemlerden kaçınması imasında bulunulduğu da tahmin edilmektedir.  Ardından uluslararası alanda bir hareketlilik başlamış, bir süredir dikkati çeken faaliyeti olmayan Minsk grubu harekete geçmiş, Rusya, Amerika, hatta Fransa gibi sıradan bir ülk bile konuyla ilgilenmeğe başlamıştı.

 

Bu gelişmeler yaşanırken, Azerbaycan Karabağ sorununda kendisiyle birlikte hareket eden Türkiye’nin yolları ayırmaya karar verdiğinden kuşkulanmış, memnuniyetsizliğini çok yönlü olarak dile getirmişti. Elindeki güçlü ikna aleti ise petrol ve doğal gazdı. Nitekim, kardeş ülke, Türkiye’nin politikasına tepki olarak önce Rusya ile yeni anlaşmalar yapmağa ve böylece Nabucco projesini anlamsızlaştırmağa, ardından doğalgaz fiyatlarını yükseltmeğe yönelmişti. Azerbaycan’ın hoşnutsuzluğu, ülkemizde zaten güçlü olan Ermeni karşıtı akımları da harekete geçirdi. Hükümetimiz Ermenistan’la yumuşuma politikasını “yumuşatma” mecburiyetinde kaldı. Başbakanımızın bitirdiğimiz hafta içindeki Azerbaycan ziyareti, ziyaret sırasında söylenenler ve esen hava, Türkiye’nin Ermenistan’la olan ilişkilerini Azerbaycan’ın kabul edemeyeceği bir çizgide geliştirmeyeceğini ortaya koydu

 

Ortada herkesin gerçekleşmesini istediği, iç politika baskıları karşısında adım atmaktan çekindiği, atılan adımlar olsa bile bunları ilerletemediği, hatta geri çekmeye yöneldiği bir çözümün kilitlenmesi durumu var. Dolayısıyla çözüm bulmak olanaksız gibi gözükse de, aslında durumda değişikliğe gidecek yollar tamamen kapalı değil. Çözümün birkaç verinin ışığı altında gerçekleşmesi gerekecek. İlkin, çözümün Ermenistan’ın işgal ettiği Azeri topraklarından çekilmesini öngörmesi zorunludur. Karabağ’ın nihai yönetim biçiminin belirlenmesi gerekmez ama diğer bölgeleri uzun olmayan bir takvim dahilinde tahliyesi karara bağlanmadan Türkiye ve Azerbaycan’ın bir çözümü kabullenmesi mümkün olmayacaktır. İkinci olarak,öngörülecek çözüm  Ermenistan’ın bir yandan Türkiye ile ilişkilerini geliştirme yolunu açması, diğer yandan Karabağ’ın elden gittiği izlenimini doğurmaması gerekecektir. Üçüncü olarak, çözüm herkesin esas kazançlı kendisinin olduğunu iddia etmesine olanak sağlayacak bir yapıda ve muğlaklıkta olması zorunludur. Dördüncü olarak, çözümün bir paket ya da paketler manzumesi olarak tasarlanması, gizli tutulması ve her yerde eşanlı açıklanarak yürürlüğe konması gerekmektedir. Çözümün uzun uzun tartışılması ve yürürlüğe konmadan sert muhalefetin oluşması, tarafların uygulama iradesini zayıflatabilir ve taahhütlerin yerine getirilmesini zorlaştırır. Unutmayalım, kendi varlığını Türk-Ermeni ihtilaflarının devamına endekslemiş olan Ermeni diasporası çözüm istememekte, dolayısıyla maksimalist Ermeni taleplerini kışkırtmaktadır. Ermenistan içinde Taşnaksutyun Partisi de diasporanın temsilciliğini yapmaktadır. Ermenistan’ın Rusya’ya yakınlığı da ihtilaftan kaynaklandığı ndan Rusya’nın barışı istemekteki samimiyetini değerlendirmek kolay değildir.

Görüyorsunuz, bu iş çok karmaşık bir iş ama çözülmeyecek bir iş değil.

 

 

Sitemizde yayınlanan makale, yazı, döküman, dosyalar ve resimler izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
Copyright © 2014 Ruyiad Tüm Hakları Saklıdır.
Sitemap