BİLGİ TEMELİ ZAYIF İDEOLOJİK TARTIŞMALAR

BİLGİ TEMELİ ZAYIF İDEOLOJİK TARTIŞMALAR

 İlterTURAN                                      

                                                                    siyaset penceresi

 

Yüksek Öğretim Kurulu Başkanı yüksek öğretim paralı olmalıdır diye bir düşünce ortaya attı. Bir kavga ve patırdıdır başladı. Her kafadan bir ses çıkıyor ama tartışmadaki en önemli unsur nedir diye soracak olsanız ben bilgi, mantık ve analiz eksikliği derim.  Haksızlık ettiğimi düşünebilirsiniz; açıklamaya çalışayım. Üniversiteleri paralı yapmak konusunda bir tartışmaya girildiği zaman tartışmanın çok boyutlu olması gerekir. İşin ideolojik, siyasal yapımı ve değerlendirmelerine ilişkin ve görgül bilgiyle ilgili yönleri var. Örneğin, konunun ideolojik diyebileceğimiz boyutu, kişinin yüksek öğrenim görmesinden elde ettiği kazanımlarla ilgili. Kişinin asgari bir eğitimi olması kişinin topluma yük olmadan yaşayabilmesi ve katkıda bulunabilmesinin önkoşulu. Dolayısıyla bu aşamada kişinin öğrenim maliyetinin toplum tarafından karşılanması olağan. Buna karşılık, kişinin yüksek öğrenim görmesi salt toplumun değil, kişinin de refah ve itibarının artması ile sonuçlandığı için, kişiden bu maliyetin bir bölümünü yüklenmesini istemek olağan karşılanabilir. Fakat, toplumda eğitim işinin tamamen kamunun sorumluluğunda olduğuna, esas kazancın topluma gittiğine de inanıyor olmanız mümkündür. Kısacası, öğretimin maliyetinin kimin tarafından karşılanması gerektiği bir ideolojik tercih sorunudur. Buradaki tartışma subjektif ve felsefidir, o çerçevede yürütülmelidir.

 

Yüksek öğrenim maliyetinin tümünün ya da bir bölümünün bu hizmetten yararlananlar tarafından karşılanması fikrini benimserseniz, bunun nasıl karşılanacağı farklı konudur. Burada artık ideolojik tercih yapılmış olduğundan, karşınızda bir siyasa yapımı bir sorunu vardır. Okul harçlarını yükseltebilirsiniz, üniversite mezunlarının gelir vergisine bir, iki puan ekleyebilirsiniz, bedeli bir çırpıda ödemekte zorlanacak kişileri borçlandırma yoluna giderek, ödemelerini uzun zamana yayabilirsiniz, başka yöntemler üzerinde de çalışabilirsiniz. Buna karşılık, eğer tüm bedellerin kamu tarafından sağlanması gerektiğini düşünüyorsanız, bunun yollarını belirlemeniz gerekecektir. Mevcut devlet gelirlerinden yüksek öğrenime ayrılan pay mı arttırılmalı, yeni vergiler mi ihdas olunmalı, bazı yatırımlar için kamu borçlanmasına mı gidilmeli; bu sorulara cevap aramak mecburiyetindesiniz.

 

Siyasal tercihleri yaparken sağlam bilgilere ihtiyacınız olacağını unutmayalım. Sizin de izlediğiniz gibi, öğretimin paralı olmasına karşı çıkanlar,


üniversitede çocuk okutmanın zaten maliyetli olduğunu, halkın gelir düzeyinin düşük olduğunu, yüksek öğrenim paralı hale getirilecek olursa, üniversite tahsilinin zengin işine dönüşeceğini ileri sürüyorlar. Buna karşılık, yüksek öğrenimin paralı olmasını benimseyenler, üniversiteyi kazanan gençlerin küçümsenmeyecek bir bölümünün özel liselerden geldiğini, büyük bir bölümünün de hazırlık kursuna gittiğini, dolayısıyla ortada değerlendirilmeyen bir ödeme kabiliyeti olduğunu belirtiyorlar. Burada kimin değerlendirmesinin daha gerçekçi olduğuna karar vermek için görgül bilgilere ihtiyaç vardır. Örneğin, özel lise mezunlarının toplam lise mezunları içindeki payı nedir,  bu pay üniversiteye tüm girenlerin içinde özel okul mezunlarının payından çok mu düşüktür, üniversiteye giren gençlerin yüzde kaçı hazırlık kursuna gitmiştir, kurslara toplam ne kadar ödeme yapılmıştır? Bu ve benzeri bilgilere sahip olmadan akıllı bir tartışma yürütmek, yüksek öğrenim siyasasını şekillendirmek pek doğru olmasa gerektir. Ama tartışmalar böyle bir bilgi zeminine oturtulmuyor, hatta böyle bilgileri derleme gayretine rastlamak bile pek kolay değil. Tersine, bir demagoji yarışması havası egemen.

 

         Bir bakıyorsunuz, bir dernek başkanı “Üniversiteler ticarethane değildir buyuruyor. Bir ticarethane kar amacı güttüğüne, üniversiteler paralı da olsalar kar amacı gütmediklerine göre, bu mukayese isabetli gözükmüyor. Unutmayalım, dünyanın en önde gelen üniversitelerinin bir bölümü paralı olmakla birlikte, pek ticarethane havasında da değiller. Harvard, Yale, Oxford, Cambridge paralıdır dersem herhalde meramımı anlatmış olurum. Kısacası, sarfedilen cümle konuyu demagoji düzeyine tırmandıran bir slogandan ibaret; sağlıklı ve akılcı bir tartışmaya temel oluşturmuyor. Yüksek öğretimin paralı olmasını isteyenlerin de iyi donanımlı olduğu söylenemez.  Örneğin, sık sık yabancı ülkelerdeki örneklere atıfta bulunuyorlar. Favori örnek Amerika. Aslında Amerikan sistemi basit bir paralı yüksek öğrenim modeli değildir. Yüksek öğrenim gören kişinin bunun bedelinin bir bölümünü ödemesi gereği sistemin temel değerlerinden biri olmakla birlikte, öğrencinin hemen hiç okul harcı ödemeden gidebileceği kurumlar olduğu gibi, içinde devletin de yer aldığı muhtelif amaçlı kurumların öğrenciye burs ve borç verme sistemleri çok gelişmiştir. Dolayısıyla, Amerikan sisteminin salt paralı olma niteliğini ön plana çıkaran yaklaşımlar kısmidir ve amaçlamasalar da yanıltmaktadırlar.

 

Üniversite paralı mı olsun tartışması işaret etmeye çalıştığım soruna sadece bir örnek. Esas sorun bilgi temeli zayıf, ideolojik yönü kuvvetli, kör döğüşü nitelikli tartışmaların gündemimizi doldurmasıdır. Biraz düşünün, çok sayıda örnek aklınıza gelecektir. Halbuki kamu siyasalarını bilgi temeline oturtulmuş, mantık ve analizlere dayandırmamız lazım. Yoksa sık sık yanlış karar verir, vakit ve kaynak tüketiriz. Oysa kaynaklar sınırlı ve kıymetli.

Sitemizde yayınlanan makale, yazı, döküman, dosyalar ve resimler izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
Copyright © 2014 Ruyiad Tüm Hakları Saklıdır.
Sitemap