A.İlter TURAN
SİYASET PENCERESİ
CHP olağanüstü bir kurultay daha gerçekleştirdi. Genel Başkan Kılıçdaroğlu görevde kaldı, parti meclisinde onun arzuladığı isimler yer aldı. Şimdi Kurultay sonuçları değerlendiriliyor. Parti içindeki herkes kendi açısından yorumlar yapıyor. Tartışmalara genellikle parti içi hesaplaşmaları yansıtan, güncel siyaseti aşmayan açıklamalarla sınırlı kalan değerlendirmeler egemen oluyor. Halbuki partinin etkin bir muhalefet partisi olabilmesi, seçim kazanabilmesi için neler yapılması gerektiğinin daha kapsayıcı bir perspektifle tartışılması lazım.
Ben CHP’nin çoğu önemli konuda felsefesini ve politikasını bilmiyorum. Birkaç örnekle derdimi anlatmaya çalışayım. Ülkemizin çözmek mecburiyetinde olduğu Kürt sorunu karşısında acaba CHP’nin yaklaşımı nedir? Parti ileri gelenleri farklı yaklaşımlar sergiliyor. Bir partili partinin geçmişte izlenen toplumu etnik bakımdan türdeşleştirme politikalarını desteklediği izlenimi veren konuşmalar yaparken, bir diğeri etnik farklılaşmaları kabullenen bir uzlaşı arayışını savunuyor. Sonuç ortada. Güneydoğu’da CHP yok. Partinin vakit kaybetmeksizin tutumunu netleştirmesi ve partililerin kamuoyu önünde mutlaka bu tutuma uygun konuşmaları gerekir.
Bir başka örneğe geçelim. Ben CHP’nin piyasa ekonomisi karşısındaki tutumunun ne olduğundan emin değilim. Partinin ekonomi politikasında söz sahibi seçkinleri genelde devlet kadrolarından geliyor. Piyasa ekonomisini tanımıyorlar, ekonomiyi yönlendirici değil denetleyici bir yaklaşım sergiliyorlar. Piyasa ekonomisinin işleyişinde sorunlar çıkabileceği, bunların giderilmesi gerektiği biliniyor. Nitekim piyasa ekonomisinin istenmeyen sonuçlarını engellemek, yozlaşan yönlerini düzeltmek piyasa ekonomisinin egemen olduğu her ülkede hükümetlerin ilgilendiği ana konulardan biri. Ancak, piyasa ekonomisinin esas olduğu konusunda tereddüt yok. CHP’nin piyasa ekonomisi konusunda karışıklık yaşadığı zaman zaman yetkililerin verdiği demeçlerden anlaşılıyor. Bu konuda da tereddütleri gidermek gerek.
Ben sadece iki örnek verdim ama tabii ki parti tutumunun bulanıklığı bunlarla sınırlı değil. Örneğin laikliğin ne anlama geldiği de ele alınması gereken bir konu. Belki de CHP’nin felsefesini netleştirmesi için bir akil adamlar heyeti kurması, Türkiye’de kendini sosyal demokrat diye tanımlayan bir partinin hangi temel ilkeleri benimsemesi ve hangi konularda görüş oluşturmasına ilişkin bir rapor istemesi uygun olur. Rapor ilgili kurullarda tartışılarak kesinleştirilir, ardından da somut önerilerle beslenen bir vizyon ortaya konabilir.
Şu anda seçmen CHP’nin çoğu konuda düşüncesini, nasıl bir Türkiye düşlediğini, bunu hangi somut programlarla gerçekleştirmek istediğini bilmiyor. Seçmen katında heyecan uyandırması için partinin bir kimlik inşa etmesi lazım!
Caption: Belki de CHP’nin felsefesini netleştirmesi için bir akil adamlar heyeti kurması, Türkiye’de kendini sosyal demokrat diye tanımlayan bir partinin hangi temel ilkeleri benimsemesi ve hangi konularda görüş oluşturmasına ilişkin bir rapor istemesi uygun olur.