DEMOKTATİK VATANDAŞ GİBİ DAVRANMAK GEREK!

DEMOKTATİK VATANDAŞ GİBİ DAVRANMAK GEREK!

 

Prof.Dr.A.İlterTURAN                                      

                                                                    siyaset penceresi

 

 

     Yerel seçimlere az kaldı. Bayramdan önce seçmen kütükleri askıdaydı.  Bugünlerde ise acaba kim aday gösterilecek tartışmaları cereyan ediyor. Her iki alan da  sorunlu. Seçmen kütüklerinden başlayalım. Kütükler yeni bir sisteme  göre düzenleniyor. Genel seçime nazaran seçmen sayısında altı milyon artış olması, bunun nereden kaynaklandığının yeterince açıklanamaması, kamuoyunda tereddütlere yol açtı. Acaba kütüklerle oynanıyor mu? Basınımız hemen konuya eğildi, çok sayıda kayıt hatası örneğini ortaya çıkardı.

 

Milletvekili genel seçimlerine  girerken de, seçmen sayısında  beklenmedik bir azalma ile karşılaşmıştık. Sistemin iyileştirilmesinden dolayı mükerrer kayıtların düştüğü türünden “muhtemelen doğru” açıklamalar yapılmıştı. Yeni durumla ilgili olarak yapılan açıklamalar tatmin edici midir, emin olamıyorum. Şu ana kadar yapılanlardan daha tatmin edici bir açıklama getirilemezse, muhalefet seçimlere hile karıştırılabileceğini iddia edecektir. Bu, kusurları çok olmakla birlikte, seçim işini nisbeten  düzgün yürütmeyi başarmış ülkemiz için özlenecek bir durum değildir.  Bazı yetkililerin “Herkesin kimlik numarası var, mükerrer oy kullanımı olamaz sözlerinin geçerli olması için tüm sandıkların elektronik ortamda tek merkeze oyunu kullananların kimlik numarasını bildirmesi gerekir. Bunun mümkün olmadığı açıktır. Buna karşılık, kütüklerin yeniden düzenlenerek seçimlere yetiştirilmesi olanaksızdır.

 

Gelelim ikinci konumuza. Yerel seçimler yaklaşırken, çoğu yerde henüz adaylar belirlenmemiştir. Adayların,  taliplerin birbiriyle yarıştığı, partililerin katıldığı önseçim yada seçim kurultayı türünden bir yöntemle belirlenmesi demokratik yönetimin icabı iken, bizim adaylarımızı parti genel başkanları seçiyor. Genel başkanlar, tercihlerini şekillendirirken adayların toplum tarafından ne derecede benimsendiklerini, yerel desteklerinin gücünü, örgütün eğilimlerini hesaba katabilirler. Ancak, adayların daha geniş katılımla belirlenmesine imkan veren bir yöntemi  uygulamamakta ısrarlılar. Kamuoyunun önündeki manzara, kime teveccüh göstereceklerini kıskançça gizlemeye çalışan genel başkanlar ve onun iltifatına mazhar olmayı bekleyen aday adaylarından oluşan sevimsiz bir manzaradır. Adaylar  belli oldukça, aday gösterilmeyi bekleyip de bu şerefe nail olamayanların muhtemel tepkileri, görünümün daha da bozulmasına sebep olabilir.

 

Acaba ele aldığımız bu iki olay arasında ne gibi benzerlik var der siniz? Bana öyle geliyor ki, ikisinde de esas sorun demokrasiye sahip çıkan vatandaşın eksikliğidir. Örneğin, seçmen kütükleriyle ilgili olarak tartışmalar yasada yapılan ve kütüklerin hazırlanmasında yargının rolünü azaltan bir değişiklik üzerinde yoğunlaştı. Acaba yasa değişmeseydi, sorunlardan kurtulmuş muyduk? Geçmişte muhtelif sıkıntılar olmuyor muydu? Eğer siyasi partilerimiz, kütükleri denetlemek için kendi kadrolarını ve vatandaşları harekete geçirerek kütüklerdeki hataları saptamaya, bulduklarını düzelttirmeye yönelselerdi, sorun kalmazdı gibime geliyor. Aynı şekilde, parti genel başkanları aday belirleme işini tekellerine alınca, teşkilat isyan etse, genel merkezin önünde gösteri yapsa,  topluca istifa ederim dese, genel başkanlar duyarsız kalabilirler miydi?    Sadece yasa değişmelidir diyerek demokrasi olmaz. Demokratik vatandaş gibi davranmak gerek.

Sitemizde yayınlanan makale, yazı, döküman, dosyalar ve resimler izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
Copyright © 2014 Ruyiad Tüm Hakları Saklıdır.
Sitemap