PEKİYİ, CUMHURİYETİMİZİ NASIL NİTELEYELİM?

 

Prof.Dr.A.İlter TURAN

                                            SİYASET PENCERESİ

Arada sırada ülkemizin istikrarlı, işlerini doğru yapabilen, kurumsallaşması yüksek, yönetim geleneği güçlü bir ülke olduğunu, her isteyenin her istediğini yapamayacağını belirtmek için bazılarının başvurduğu bir ifade var: “Türkiye bir Muz Cumhuriyeti değildir.”  Burada, muz cumhuriyeti bir zirai tesbit değil, pek de iltifatkar olmayan bir siyasi tesbit. Herhangi bir muz cumhuriyetini görmediğimden, oralarada işler nasıl yürür bilmiyorum ama bana anlat deseniz, aklıma işlerini halletmekte beceriksiz, politikalarında tutarsız, kuralsızlığın egemen olduğu, gücü yetenin her istediğini yaptığı bir yapı geliyor.

 

                Şimdi muz cumhuriyeti tartışmalarını bir yana bırakalım, son günlerde memleketimizde neler oluyor, bir bakalım. Bildiğiniz gibi, ülkemiz son derecede renkli bir yerdir, ilginç olay adedi bir hayli fazladır. Geçen hafta yaşadığımız iki olayı örnek seçelim. Mesela, Başbakanımız, Sağlık Bakanımızın büyük uğraş vererek hazırladığı domuz gribi aşı kampanyasını, kendisine ulaşan bilgilerin doğruluğunu teyit etmeden ve bakana danışmadan bir cümlede berheva etti. Bakan, “başbakan aşı olacak” dememiş ama başbakan öyle zannetmiş. Buna kızan başbakan,”Ben aşı olmayacağım, isteyen olur, istemeyen olmaz” buyurmuş. Bunun üzerine başbakanı taklit ederek gözüne girmeyi  uman bir kısım bakan  “Ben de aşı olmayacağım” diye ortaya çıkmış. Bu karışıklık yerine, hükümetimiz “Dünyada domuz gribine karşı tek çare olarak üretilen aşıları getirmiştir. Aşı bazı komplikasyonlara yol açabilmektedir. Vatandaşlar kendi sağlık durumlarına göre karar vermelidirler. Tabii diğer her türlü diğer tedbir de ihmale edilmemeli,” denilerek, iş sonuçlandırılabilirdi. Olmadı! Başbakanımız, Sağlık Bakanıyla görüştü. Biz de tüm olayın bir yol kazası olduğunu öğrenerek aydınlandık. Efendim, bir sorun daha var. Sağlık bakanımız genç , eski dili iyi bilmiyor, dolayısıyla Arapça kökenli kelimelere aşinalığı kıt. Sanıyorum “istifa” kelimesini hiç duymamış. Ama Sayın Bakana haksızlık etmeyelim.  Bu kelime zaten Türkiye’de bilinmiyor. Yalnız, ben bir konuyu merak ediyorum, bundan böyle Sayın Bakan bakanlık personelini herhangi bir iş yapmak için nasıl ikna edecek. Uzun  bir gayretin ürünü, keyfi  nedenlerle saniyede heba edilirse, memurlar neden görevlerini yerine getirmek için didinsinler.

 

                Gelelim ikinci olayımıza. Rize Belediye başkanımız, kentinin dertlerinin tümünü halletmiş olacak, dış politikamıza da katkı yapmağa özenmiş. Kendisine nezaket ziyareti yapan İsrail Büyükelçisine İsrail’in icraati ile ilgili “samimi” bir değerlendirme yapmış. Başbakan belediye başkanını arayınca da, “Efendim, tasarlanmış değildi, heyecanlandım, söyledim,” demiş. Başbakanımız da sık sık heyecanlanarak nerede olduğuna bakılmaksızın aklına geleni söylemeğe alışkın olduğundan, herhalde belediye başkanının davranışını yadırgamamıştır. Halbuki, “Belediye başkanlarımız bize dış politikada yardımcı olmasınlar. Biz yeterince ilgileniyoruz,” diyerek yerel yöneticileri uyarabilir, konuyu da gündemden çıkarabilirdi.

 

                Biz muz cumhuriyeti değiliz. Pekiyi, hergün benzerlerini yaşadığımız olaylar karşısında  cumhuriyetimizi nasıl niteleyelim? Bilen var mı? 

 

 

 

 

Sitemizde yayınlanan makale, yazı, döküman, dosyalar ve resimler izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
Copyright © 2014 Ruyiad Tüm Hakları Saklıdır.
Sitemap