A.İlter TURAN
SİYASET PENCERESİ
Kısa bir süre önce, nereden ve nasıl kaydedildiği bilinmeyen fakat doğruluğu inkar edilemeyen ses kayıtlarının internete düşmesi, devlet büyüklerimizi fazlasıyla kızdırmış, bu güvenlik boşluğunun nasıl oluştuğunu araştırmak, devletin sergilediği zaafı ve aczi durdurmak için yerine, bunlara erişim sağlayan ağları yasaklamışlardı. Herhalde durumun müstaceliyetine binaen olacak, yapılan işlerin bireysel özgürlüklerle ilişkisi, bunların nasıl ihlal edildiği, bu eylemlerin uluslararası alanda nasıl yankılar uyandıracağı konusu üzerinde düşünülme fırsatı bulunamamıştı. Ayrıca, durumun vehameti muvacehesinde, yasaların azıcık ihlalinin mahzurlu olmadığı değerlendirilmişti. Neyse ki, büyüklerimizin henüz üzerinde yeterli etkinlik kuramadığı Anayasa Mahkemesi Twitter üzerindeki kapama yasağını kaldırdı. Mutlulukla kaydedelim ki, yargı kararı hemen uygulamaya kondu, kısa sürede Twitter hizmeti meraklılarına geri döndü. Darısı yine çok “inandırıcı” sebeplerle yasaklanmış YouTube’un başına.
Bu anlatımdan sonra,” iyi güzel ya, hata düzeltilmiş, hükümet gereğini yapmış, size de ne oluyor!” diyebilirsiniz ama maalesef, iyi olmayan bir başka olay daha oldu. Başbakanımız karara uymaya mecbur olduğunu, fakat karara saygı duymadığını ifade ettiler. Yargı kararlarının hükümet icraatine aykırı düştüğü durumlarda memnuniyet uyandırmamaları normaldir. Hükümetin icraatini yasa sınırları içinde yürütmeye gayret ettiğini, yargının aksi yöndeki bir kararı karşısında işlerinin aksayabileceğini varsayabiliriz. Ancak, “karara uyarım ama saygı duymam” demenin, demokrasinin anahtarı bir kuruma saygısızlık olduğu aşikar. Nasıl hükümetin işlerini yürütürken bilerek ve isteyerek yasaları ihlal etmeyeceği hususundan şüphe etmememiz gerekiyorsa, yargı için de aynı kabulleri benimsemek zorundayız. Lütfen “Efendim saygı duyulmayan yargı değil, karar,” demeyin! Demokratik hukuk devletinin vazgeçilmezi olan denge ve denetleme, her erkin diğerine saygılı davranmasını gerektirir. Bu saygı, kurumların işlerini baskı altında kalmadan yapabilmeleri ve kurumların birbiri ile ilişkilerinde huzur ve intizam için şarttır. Bir kurumun diğerine saygı göstermemesi, uzun vadede her kurumun diğerine saygısızca davranmasına ve böylece tüm demokrasi mekanizmalarının zayıflamasına yol açar. Herhalde bu arzulanan bir durum değildir.
Sayın Başbakanımız seçimlerde kazandığı desteğin kendisini diğer erkleri temsil eden kurumların üzerine koyduğunu, onların kendisine tabi olması gerektiğini düşünüyor. Anayasamız, egemenlik ulusundur derken, bunu yetkili organlar aracılığıyla kullanır diye de açıklığa kavuşturmaktadır. Anayasa mahkemesi de bu temel yetkili organlardan biridir.
CAPTION: Anayasamız, egemenlik ulusundur, bunu yetkili organlar aracılığıyla kullanır demektedir. Anayasa mahkemesi bu yetkili organlardan biridir.