BAŞARIYA MAHKUM TOPLUM DİYE BİRŞEY YOKTUR

BAŞARIYA MAHKUM TOPLUM DİYE BİRŞEY YOKTUR

 Prof.Dr.A.İlterTURAN                                      

                                                                    siyaset penceresi

 

Sizler de gazetelerde okuyorsunuz. Ülkemiz dünya ekonomileri sıralamasında son yıllarda hızla yükseldi. Kimine göre dünyanın onyedinci, kimine göre onaltıncı ekonomisiyiz. Gelecekte yerimizin daha ileride olacağından kuşku duyulmuyor. Bazı gözlemciler önümüzdeki dönemde Türk ekonomisinin en fazla istikbal vaad eden ekonomilerden biri olduğunu ileri sürüyorlar. Breziya, Rusya, Hindistan ve Çin’in İngilizce adlarının başharflerinden elde edilen BRIC sözünün BRICT olarak düzeltilmesini tavsiye eden var, Fransa-Almanya-Rusya-Türkiye birlikteliğini öne çıkararak FART ibaresini önerenler var. Bunları duyunca sevinmeden edemezsiniz. Memleketimiz ilerliyor, refahı artıyor, gelecek daha da iyi olacak diye düşünürsünüz.

 

         Keyfinizi kaçırmak istemem ama tarih iyiye gittiği düşünülen, sonunda başaramayan ülke örnekleriyle doludur. Bazılarını müsaadenizle hatırlatayım. Geçen yüzyılın başında Amerika Birleşik Devletleri ve Arjantin eş konumda ve gelecekleri aynı derecede parlak görünen iki ülkeydi. Arjantin’in önde olduğunu, Amerika’yı geride bırakacağını ileri sürenler çoktu. Bugün bu iki ülkenin durumunu karşlaştırmaya gerek bile yok. Bir de güncel örnek verelim: Güney ve Kuzey Kore. Biri dünyanın önde gelen bir ekonomisi. Diğeri her sene açlık tehlikesiyle karşı karşıya. Bazı yıllar insanların açlıktan öldüğü de biliniyor.

 

Bu farklar nereden ileri geliyor diye soracak olursanız, uzun tahlillere gerek olduğunu sanmıyorum. Farkı siyaset yaratıyor. Arjantin otoriter bir popülizm türü olan Peronismin batağına saplandı. Demokrasiye geçisinin tarihi pek eski değildir. Henüz demokrasisinin konsolide olduğunu söylemek için erkendir. Kuzey Kore’de ise dışa tamamen kapalı ve mahdut parasını silahlanmaya ayıran, nükleer şantajla Amerika’dan buğday koparmaya çalışan bir rejim var. Demokratikleşmesi mümkün görünmüyor. Amerika demokratik bir gelişme çizgisi izledi. Kore bir süre otoriter rejimle yönetildi ama dünyaya kapalı değildi. Sonunda o da demokratik yönetime kavuştu.

 

Bu konuları neden gündeme getirdiğimi açıklamamı istemezsiniz herhalde! Son günlerdeki olaylar, iyi yönetilen bir ülke olduğumuz izlenimini vermiyor. Sözlerim yanlış anlaşılmasın, sadece iktidardan söz ediyor değilim. Bir ülke düşünün ki hükümeti ve yargısı kavga ediyorlarmış görünümünde; muhalefeti temel konularda iktidarla bir araya gelip uzlaşma aramıyor; 1 Mayıs’ı kutlamak isteyen işçiler sendika merkezinde “benzetiliyor,” önemli bir yabancı devlet başkanı için yapılan davette bile siyasi liderlerimiz bir beraberlik sergileyemiyor ve  daha nice işler oluyor. Böyle bir ülkenin uzun vadede başarılı bir ülke adayı olduğunu düşünebilir misiniz? Ben pek emin olamıyorum.

 

İktidarıyla, muhalefetiyle, siyasi kurumlarıyla, herkesin yaptığı işlerin, izlediği politikaların sonuçlarını değerlendirmesi lazım. Kısa vadeli çıkar elde etmek veya tatmin sağlamak için atılan adımlar, sonradan hepimizi mutsuzluğa, fakirliğe, uluslararası alanda yanlızlığa ve itibarsızlığa mahkum etmesin.  Ülkemizi başarılı yapmak bizim elimizdedir. Mevcut başarılar başımıza vurmasın. Büyük fedakarlıklarla kazandıklarımızı kısa vadede çarçur edebiliriz. Başarıya mahkum toplum diye birşey yoktur.

Sitemizde yayınlanan makale, yazı, döküman, dosyalar ve resimler izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
Copyright © 2014 Ruyiad Tüm Hakları Saklıdır.
Sitemap