ZİHNEN VE BEDENEN YORULMAMA YOLLARI

ZİHNEN VE BEDENEN YORULMAMA YOLLARI

Prof.Dr.A.İlterTURAN                                      

                                                                    siyaset penceresi

 

Başbakanımzın refikaları, Ankara’da Majesteleri’nin doğum günü partisinde bir dostuna kendilerini aramakta kusur ettiğini, fakat zihnen ve bedenen çok yorgun düştüklerini beyan ederek, kısa sürede arayacağını vaadetmiş. Başbakanımızın zihnen ve bedenen yorgun düştüğü sık sık belli oluyor. Bizler ise herşeyden uzak bir hafta sonu tatili yapmasına dahi izin vermiyoruz. Geçenlerde başbakanın nereye gittiği saklandı; basınımız yemedi, içmedi, yirmi dört saat içinde kendisini Abant’ta buldu. Dinlenmek istiyorsa, Başbakanımızı rahat bırakmamız gerekiyor. Kendisinin kısa süreli mahremiyet taleplerine saygı göstermeliyiz.

 

         Başbakanımız neden bu kadar çok yoruluyor? Bir ülkeyi yönetmek öyle kolay iş değildir, çok çalışması, her yere yetişmesi lazım diyebilirsiniz. Fakat dünyada başbakanımızdan yaşlı ve enerjisi az liderler var. Bazıları Türkiye’den daha büyük ülkeleri yönetiyorlar. Onlar da yoruluyorlardır ama zihnen ve bedenen bizim başbakanımız kadar yorgun düştüklerine dair emare yok.  O zaman soralım: Bizim başbakanımız neden daha fazla yoruluyor? Ülkemizde yapılacak iş çok, başbakan hizmet gayreti içinde türünden gerekçeler bulunabilirse de, başka sorunlar olduğunu görmek zor değil: Sorunlar Başbakanımızın iş görme biçiminden kaynaklanıyor.

 

         Bir numaralı sorun her işin başbakanda düğümlenmesi. Başbakanımız mı yetki vermeyi bilmiyor, yoksa bakanlar mı yetki kullanmaktan çekiniyor bilemiyorum ama toplumda ve bürokraside her işin başbakan düzeyinde halledilebileceği, her işte başbakanın onayının alınması gerektiği düşüncesi egemen. Durum böyle olunca, herkes işini halletmek için başbakana ulaşmaya çalışıyor. Başbakanımızın herşeye yetişecek vaktinin olmaması bir yana, aslında vaktinin büyük bölümünü politikalar, programlar oluşturmaya ayırması  lazım. Bu yeterince yapılmayınca hükümet sağlam politikalar oluşturma, yenilik getirme konularında yetersiz kalıyor. Hükümetimiz son seçimlerden sonra icraatiyle temayüz etmedi. Yapılanlar çoğunlukla acil durumlara cevap vermekten ibaret. Onda da partizan endişelerin hakim olduğu değerlendirmeleri yaygın.


 

         İkinci sorun işleri yürütürken uzmanlardan yaranlanmama. Gerek başbakanımız gerek diğer hükümet üyeleri, bürokraside yardımcı kadrolarını belirlerken, kendi siyasi geleneklerinden gelmeyi mesleki liyakatin üstünde tutuyorlar. Bu ısrarın sonucunda yasaların yazılışından tutun politikaların sonuçlarının doğru tahmin edilmesine kadar uzanan yanılgılar ortaya çıkıyor. Halbuki çok sayıda yetenekli bürokrat, uzman insanımız var. Çoğu da iktidarın kimde olduğuna bakmaksızın devlet hizmeti görecek profesyonel insanlar. Bu kaynağa güvenilir, ondan yararlanmaya gayret edilirse, daha fazla başarı sağlanır.

 

         Tabii, başbakanımızın her söylenene cevap vermeye çalışması; çabuk sinirlenerek sonradan kendisini de memnun etmeyen sözler sarfetmesi, bilahare sözlerine sahip çıkmakta inat etmesi; işini yapamayanları ya da kötü yapanları siyasi vefa duygusu adına görevde tutmakta ısrar etmesi gibi başka sorunlar da var. Hepsi aşılabilir mi? Sanmam. İnsanın tabiatını değiştirmesi mümkün olmasa da zordur. Ancak, bu sorunlar görmezlikten gelinirse, başbakanımız ruhi ve bedeni yorgunluğunu hiçbir zaman aşamaz.

Sitemizde yayınlanan makale, yazı, döküman, dosyalar ve resimler izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
Copyright © 2014 Ruyiad Tüm Hakları Saklıdır.
Sitemap