NÜKLEER İRAN TÜRKİYE İÇİN CİDDİ SORUNDUR

 

 

Prof.Dr.A.İlter TURAN

                                            SİYASET PENCERESİ

 İran’ın nükleer silah geliştirme çabası karşısında sakiniz. Şöyle bir değerlendirme yapılıyor: Batı’nın güçlü devletleri, İran’ın nükleer silah geliştirme girişimlerini silahla değil, İran’ı uluslararası camiaya yakınlaştırarak durdurmayı istiyorlar. Silahlı müdahalenin etkisizliği, yeni gailelerle sonuçlandığı artık anlaşıldı. Müdahaleye yatkın İsrail’i  Amerika’yla Rusya engelliyor.  İran’ın hedefi,  dışlandığı uluslarası camiada kabul görmesi.  Tek kozu nükleer çabaları. Türkiye, İran’a anlayışla yaklaşmalı, Batı’nın İran’la iletişimini kolaylaştırmalı, arabuluculuk yapmalıdır.  İran’ın güvenini sarsacak adımlardan kaçınmalıyız. Hedefimiz  nükleer silahlardan arındırılmış bir Orta Doğu’dur.

 

                Gelin, değerlendirmeyi mercek altına alalım. Batı’yla iyi ilişkiler kurmakta zorlanan İran’ın nükleer silah geliştirme arzusu açıklanabilir. Nükleer silah sahibi ülkelere silahlı müdahale olanaksız denecek kadar rizikoludur. Sözgelimi, Saddam Hüseyin’in nükleer silahları olsaydı, Amerikan yönetimi muhtemelen Irak’a saldırmaktan uzak dururdu.  Pekiyi, İran bir tehdit altında mıdır? Hayır, hernekadar uluslararası camiadan dışlanan bir ülkeyse de, kimsenin İran’a saldırı planladığına ilişkin belirti yoktur. Bu nedenle, İran da nükleer silah öngörmediğini, barışçıl nükleer programlara hakkı olduğunu savunuyor. Fakat, barışçıl amaçlarla nükleer çalışmalar yapan bir ülke gibi davranmıyor. Nitekim, varlığı bilinmekle birlikte, G-20 toplantısı sırasında kamuoyuna duyurulan ikinci bir uranyum zenginleştirme tesisinin gizlenmesi barışçıl amaçlarla izah edilemez.

 

                İran, silah envanterini genişletirken, sürekli İsrail’I hedef alan açıklamalar yapıyor.  İsrail’in Filistin’de yaptıklarını anlayışla karşılamak mümkün değil ama varlığına dönük bir tehdidin mevcudiyetini görmezlikten gelemeyiz. Eğer israil’in sahip olduğu nükleer silahlardan kurtulmak isteniliyorsa, İsrail’in de kendini daha fazla güvende hissedebileceği bir çözümü öngörmek gerekiyor. İsrail’in yakın zaman evvel izlediği tecavüzkar politika şüphesiz bunu kolaylaştırmıyor fakat İran’ın davranışlarının da İsrail’in güvensizlik duygusunu güçlendirdiği tartışılamaz.

 

                Türkiye, bu ortamda tarafsız bir politika izlediğini, İran’la Batı arasında arabuluculuk yapabileceğini ileri sürüyor. Başbakanımızın sözlerini dinleyenlerse, ülkemizin tarafsız olmadığını, İran’ın nükleer çabasını meşrulaştırmaya çalıştığı izlenimini edinebilir. Ben dört sebepten ülkemizin İran ile büyük Batı arasında arabuluculuk yapamayacağını düşünüyorum. İlkin, Türkiye tarafsız bir görünüm vermiyor; İran ‘ın tutumuna daha yakın duruyor; yeterince güven uyandırmıyor. İkinci olarak, büyük ülkeler İran’la doğrudan temas kurabilirler, bize ihtiyaçları olduğunu sanmam. Üçüncü olarak, iktidarda iğreti oturan Ahmedinejad ve şürekası, iktidarlarını dış gerilimler yaratarak ve olanları sürdürerek perçinlemeye gayret ediyorlar. Son olarak da, kendisini Orta Doğu’nun önemli ve güçlü ülkesi olarak gören İran’ın bu rolü Türkiye’ye devredecek bir formüle itibar edeceğini beklemem. Buna karşılık, İran’ın nükleer silah geliştirmesi, Türkiye’nin her yerine ulaşacak füzelere sahip olması hiç memnun olunacak bir durum değildir.

 

                İran’la dostça ilişkiler geliştirmeyi sürdürelim. Bunu yüzyıllardır başarmış bir ülkeyiz. Lakin, iyi düşünülmemiş beyanatlarla onunla tamamen aynı cephedeymişiz izlenimi vermeyelim.   Nükleer İran Türkiye için ciddi sorundur.  

 

 

Sitemizde yayınlanan makale, yazı, döküman, dosyalar ve resimler izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
Copyright © 2014 Ruyiad Tüm Hakları Saklıdır.
Sitemap