A.İLTER TURAN
Cumhurbaşkanımız, hükümet kurdurmayarak yeni seçimi zorlama planını başarıyla uyguladı. Başbakanımızın da gayretleriyle günler CHP temsilcileriyle sohbetle geçti, gitti. Seçimleri yenileme süresi daha dolmadan, AKP’nin yeniden seçime gideceği belli oldu. Umulan seçimlerin AKP’ni yeniden iktidar yapacağı idi. Üç dönemdir iktidar olan AKP seçim sonuçlarına göre iktidarı paylaşması gerektiğini bir türlü kabullenemiyor. Kimine göre bunun sebebi iktidara alışmış olmak, kimine göre yönetici kadro yasalara ve etik kurallara uygunluğu tartışmalı o kadar çok iş yapmış ki, iktidar elinden kısmen gitse bile kendisinden hesap sormaya başlanacağı, sürecin kontrolden çıkarak iyice aleyhine gelişeceğinden korkuyor.
HDP hariç muhalefet partilerimiz Cumhurbaşkanının seçimleri yenileme kararı vermesinden sonra kurulacak hükümette yer almayacaklarını ilan ettiler. Her partinin gerekçesi var. MHP, içinde HDP’nin de yer aldığı herhangi bir hükümette yer almak istemiyor. CHP ise AKP’nin koalisyon konusunda sergilediği samimiyetsiz tavra zaten kızgındı. Buna Başbakanımızın hükümetin nasıl kurulacağı açıklamaları eklenince, görev almayacağını bildirdi. Ayrıca MHP ve CHP, çözüm süreci yaklaşımını terk eden AKP’ni HDP ile koalisyon yapmaya mecbur bırakmanın kendilerine fayda sağlayabileceğini umdular.
Acaba seçim hükümetini AKP’ne bırakmak makul bir siyaset midir? İsterseniz gelin, işletmelerin yaptığı gibi biz de bir kar zarar hesabı yapmaya çalışalım. Bir önceki paragrafta zaten işin kar kısmını az çok dile getirdik. Güvenilmeyen ve iktidarı paylaşmamaya arzulu bir ortakla hükümet etmenin yaratacağı sıkıntılar ve oy kayıplarından sakınmak. Etnik kutuplaşmayı teşvik ederek oy toplamaya çalışan AKP’ni karşısına aldığı HDP ile işbirliğine mecbur ederek onu sıkıntıya sokmak, seçmen katında hırpalamak. Tabii, bir de parti üyelerinin istemediği bir işbirliğinden kaçınmanın sağladığı huzur ve tatmin var.
Şimdi de zarar hanesine bir bakalım. Seçimlere AKP’nin egemen olduğu hükümetle girilecek. Hükümetin elindeki olanaklar AKP lehine kullanılacaktır. Yeni hükümet Kasım ortasına veya daha ötesine kadar görevde kalacak. Bazı gözlemciler, Güneydoğu’daki asayiş sorunları sürerse, seçim tarihinin değiştirilmesinin gerekebileceğini, hükümetin görev süresinin uzayabileceğini söylüyorlar. Geçici hükümet görevde ne kadar uzun kalırsa, siyasi koşulları lehine etkilemek için o kadar süre kazanmış olur.
Artık geç ama her partinin durumu çok yönlü değerlendirmesi gerekiyordu. Bir kere kurulacak hükümet bir icra hükümeti değildi. Kurulmasını anayasa öngörüyordu ve ülkeyi seçime götürecek bir hükümetti. Dolayısıyla tüm partiler katılabilirdi. Katılmak için icraatla değil, hükümetin kuruluş şekliyle ilgili koşullar ileri sürülebilir, bunlar karşılanmazsa katılmaktan kaçınılabilirdi. Bu seçmene anlatılabilirdi. Kar zarar hesabı iyi yapılmadığından endişe ediyorum. Bekleyip göreceğiz.
CAPTION: Kurulacak hükümet bir icra hükümeti değildi. Kurulmasını anayasa öngörüyordu ve ülkeyi seçime götürecek bir hükümetti. Dolayısıyla tüm partiler katılabilirdi.