A.İlter TURAN
SİYASET PENCERESİ
Şimdi daha kapsayıcı bir yaklaşımı temsil eden Abadi hükümeti işbaşındadır. Başbakanımızın Bağdat ve Erbil seyahati, hem bu hükümetle iyi ilişkiler kurulması, hem de Bağdat ile Erbil arasındaki sorunların aşılmasında iyi bir başlangıçtır. Dış siyasetimizin bu yönde ilerlemesi, herkesi kıran veya kızdıran konuşmalara tevessül edilmemesi başarılı olmayı kolaylaştıracaktır. Sizin de dikkatinizi çekiyordur, ülkemizin iki dış politikası var. Birincisi genellikle uluslararası usullere uygun biçim ve üslupla, başbakan ve ilgili bakanlar tarafından ilgili kurumlar aracılığıyla yürütülen politika. Diğeri, Cumhurbaşkanımız tarafından uygulanan; bir arkadaş sohbetindeymiş gibi, aklına gelen her şeyi serbestçe söylemekte sakınca görmeyen, dış politika icrasından ziyade iç siyasetimizde Cumhurbaşkanının siyasi konumunu güçlendirmeye matuf sözler. Belki bu ikincisini, icra temeli zayıf olduğu için, politika diye nitelemek dahi yanlış olur ama söylenenlerin uluslararası alanda yankılanması, kamuoylarını etkilemesi ve Türkiye’nin dış politika amaçlarını, hedeflerini anlamaya çalışanlar açısından inceleme malzemesi yapılması nedeniyle ihmal edilmemesi gerekiyor. Eğer Türkiye kendi eylemleri sonucu sürüklendiği yalnızlıktan kurtulmak istiyorsa, iyi düşünülmemiş, çoğunlukla iç siyaset endişeleriyle yapılan beyanlardan kaçınması; sessizce bölgesindeki ülkelerle köprüler kurması, ilişkilerini geliştirmesi, Cumhurbaşkanımızın sözlerinin uygulanacak dış politikayı belirlemediğini komşularına ve dostlarına hissettirmesi gerekiyor.
Bu çerçevede düşünüldüğünde, Başbakanımızın Irak ve Erbil seyahati zamanlaması ve içeriği yerinde bir ziyarettir. Toprak bütünlüğünü koruyan, istikrarlı bir Irak Türkiye’nin arzuladığı, uzun vadede sağlıklı bir işbirliği yapmasında sınırsız fayda bulunan bir ülke olacaktır. Irak ile iktisadi ilişkilerimiz güçlüdür, daha güçlü olmaması için bir neden yoktur. Ayrıca, ticari olarak Türkiye Irak üzerinden Körfez’e, Irak da Türkiye üzerinden Akdeniz’e ve Avrupa’ya ulaşma imkânına sahiptir. Kendine İslam Devleti adını yakıştıran terör örgütü iki ülkenin de iç barışı ve siyasi istikrarı için büyük tehdittir. Buna karşı ortak mücadele verilmesi, her ülkenin kendi başının çaresine bakmaya çalışmasından daha akıllıca bir yaklaşımdır. Irak’ın Türkiye ile iyi ilişkiler içinde olması, bu ülkeyi vesayeti altına almak isteyen başka ülkelere karşı direnmesini kolaylaştıracaktır.
Türkiye, Irak’ta nüfusun Şii olmayan kesimlerini dışlayan bir politika izleyen Maliki yönetimine karşı, Sünniler ve Kürtlerle merkezi hükümet dışında ilişkiler kurmaya çalıştı. Hatta son Maliki hükümetinin kurulması sırasında Irak’ın iç işlerine müdahale şeklinde yorumlanan girişimlerde bulundu. Kürt yönetimiyle Bağdat yönetiminin isteği hilafına petrol ihracatında işbirliği yaptı
CAPTION: Toprak bütünlüğünü koruyan, istikrarlı bir Irak Türkiye’nin arzuladığı, uzun vadede sağlıklı bir işbirliği yapmasında sınırsız fayda bulunan bir ülke olacaktır.