VİCDAN MUHASEBESİ YAPMAKTAN KORKMAYALIM

 

 

Prof.Dr.A.İlter TURAN

                                                                    SİYASET PENCERESİ

Vicdan muhasebesi yapmak ulusal hasletlerimiz arasında bulunmuyor. Yapılmaması gereken bir iş yaptığımızı ya da yaptığımız bir işin bilahare yanlış olduğunu idrak etsek bile, bunu itirafta zorluk çekiyoruz. Yaptığımızı unutmak, unutturmak istiyor, bunu başaramazsak da realiteyi yeniden yorumlayarak, hatta inşa ederek, aslında ne kadar haklı olduğumuza kendimizi inandırıyoruz. Tabii, başkalarını kendimizi inandırdığımız kadar kolaylıkla inandıramıyoruz, giderek yalnız kalıyoruz. Yalnızlaştıkça daha da sertleşiyor, işi başkalarını suçlamaya, onlara kötü niyetler atfetmeye vardırıyoruz. İnsanoğlu her zaman hatalı davranabilir. Zaman zaman doğru olmadığını bildiğimiz işler yapabiliriz. Bazen işin bizi sürükleyeceği noktayı kestirememekten, bazen de olayı denetleyemediğimiz, anlık heyecanlarla yapılmaması gereken işler yaptığımız için, bizi hiç de memnun etmeyen sonuçlarla karşılaşmamız söz konusu olabilir. Nedeni ne olursa olsun, olayın ardından neyi yanlış yaptık, nasıl telafi ederiz, bir daha tekerrür etmemesi için neler yaparız diye düşünmek,  vicdan muhasebesi yapmak lazım. Bunu yaparsak, belki kendimizi gelecekte yapabileceğimiz hatalardan tamamen koruyamayız ama hiç olmazsa hatalarımızın bir türlü kapanmak bilmeyen toplumsal yaralara dönüşmesini engelleyebiliriz.

 

            Bitirdiğimiz hafta Sıvas-Madımak oteli olaylarının yıldönümünü yaşadık. Yıllarca önce Sivas’ta bir toplumsal çılgınlık yaşandı. Uzun süreler konuyu bir asayiş sorunu olarak değerlendirdik. İnsanlar tutuklandı,  mahkemeler yapıldı, cezalar verildi, suçlu bulunanların kimi hapsedildi, kimi kaçtı, bulunamadı. Konunun sadece suçluların bulunması, yargılanması ve cezalandırılması ile sınırlandırılması yetmiyor. Olayın ayrıca toplum vicdanında da mahkum edilmesi gerekiyor. Herkesin yapılan işin yanlış olduğunu idrak etmesini sağlamak sadece bir başlangıç teşkil eder. Duyulan üzüntünün olayın muhataplarına aktarılması lazımdır. Halbuki, olaylarda ailesini, yakının kaybedenlere, canı veya malı zarar görenlere karşı bu olaydan duyulan üzüntü hiçbir zaman yeterli biçimde ifade edilemedi. Her yıl yapılan anma törenleri adeta bir Alevi merasimiymiş gibi görüldü, toplumun her kesimini temsil eden unsurların bu üzücü olayın Alevi yurttaşlar üzerinde yaptığı tahribat karşısında onlarla acılarını paylaşma gününe dönüştürülemedi.  Bu açıdan bakılacak olursa, bu  yılki anma törenlerinin bakanların, milletvekillerinin katılımıyla yapılması çok yerinde olmuştur. Sivas olayları Alevi vatandaşlarımızın değil, tüm Türkiye’nin üzüleceği bir gündür. Anketlerin de saptadığı toplumsal hoşgörü eksikliğimizin, çoğulculuğu kaldıramayan düşünce yapılarımızın yol açtığı sorunları hatırlayarak, onları iyileştimemiz gerektiğine ilişkin vicdan muhasebesi yapmamız gereken bir gün olmalı Sıvas olayları günü.  Eğer Madımak Oteli binasının toplumun değişik kesimlerinin  biribirine duyması gereken saygıyı ve sevgiyi ifade eden bir işleve kavuşturulmasnıı başarılabilirsek, toplumsal barışımızın temellerini sağlamlaştırmakta önemli bir adım atmış olacağız. Kültür Bakanımız konuyu bir süredir sahiplenmiştir. Kısa sürede olumlu bir sonuca bağlamasını diliyorum.

 

            Vicdan muhasebesi yapmaktan, yanlış işler yaptığımızı itiraf etmekten korkmayalım. Toplumsal barışın inşası bazı işlerde yanlış yaptığımızı kabulden, sonuçlarını gidermekten geçer.

           

 

 

Sitemizde yayınlanan makale, yazı, döküman, dosyalar ve resimler izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
Copyright © 2014 Ruyiad Tüm Hakları Saklıdır.
Sitemap