A.İlter TURAN
SİYASET PENCERES
Kıbrıs’ta çözüme doğru hareketlilik bekleniyordu ama somut gelişme olmamıştı. Geçen hafta birdenbire taraflar ilkeler üzerinde anlaştıklarını ve yeniden görüşmelere başlayacaklarını duyurdular. Bakalım, bu defa olumlu sonuca ulaşılacak mı? Yanıt vermek için acaba ne değişti ki müzakerelere dönmek isteniyor konusuna eğilmek gerek.
Hatırlanacağı gibi, Kıbrıs AB’ne Varşova Paktı eski üyesi Doğu Avrupa ülkelerinin üye alınması sırasında girdi. Yunanistan Kıbrıs’sız genişlemeyi engelleyeceğini ilan ederek, şantaj yaptı. Bu arada, üyelik sürecinin tamamlanmasından az zaman önce, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan, oluşturduğu çözüm planının referanduma sunulması konusunda iki tarafın rızasını aldı. Barışı engellediği söylenen Türk tarafı planı büyük çoğunlukla onayladı, Rum tarafı reddetti. Böylece Rumların çözüm konusundaki samimiyetleri ilk defa sorgulandı. AB üyesi olduktan sonra, iki husus Kıbrıs’ın lehine işledi. İlkin, Kıbrıs’ın diğer üyelerin işlerini engelleyecek veto hakkına sahip olması nedeniyle AB üyeleri Ada’da çözüm konusunda ısrarcı olamadılar. İkinci olarak, Türkiye’nin üyelik yolunda ilerlemesini istemeyen bazı üyeler, ilişkileri kilitlemeyi Kıbrıs’a bıraktılar. Kıbrıs ise, Türklerin nasıl olsa AB’ne girmek için teslim olacaklarını hesapladı. Kamuoyunu uzlaşmazlık üzerine oluşturdu.
Geçen zaman Kıbrıs’ın beklediklerini getirmedi. Türkiye AB’ne üyeliğine doğru pek yol almadı ama büyük gelişme gösterdi. Kıbrıs ise, AB içinde sık sorun yaratan, kara para aklayarak geçinen müflis ve giderek itibarsızlaşan bir ülke oldu. Akdeniz’de çıkarmayı beklediği ve cankurtaran olarak gördüğü doğalgaz miktar olarak sanıldığından az, bir kısmı ihtilaflı bölgelerde ve Türkiye üzerinden sevk edilmezse iktisadi olmayacak. AB üyeleri Kıbrıs geriliminden giderek artan bir rahatsızlık duyuyorlar. Doğu Akdeniz’de güvenlik sorunları yoğunlaşınca, Türk-Yunan ihtilafına dönüşebilecek sorunun bitmesini istemeğe başladılar. Amerika da farklı düşünmüyor.
Çözüm olabilir mi? Rum tarafı Ada’nın Rum adası olmadığını, Türklerle birlikte yaşamak zorunda olduklarını, Türkiye’nin garantörlüğünü halkına kabul ettirebilecek mi? Mümkün ama kolay değil. Buna karşılık, Türk tarafının Rumların Ada’daki Türk varlığını kabullendiklerinden emin olması gerekiyor. Aceleci bir iyimserliğe yer yok ama denemek lazım!
Caption satırları: Rum tarafı Ada’nın Rum adası olmadığını, Türklerle birlikte yaşamak zorunda olduklarını, Türkiye’nin garantörlüğünü halkına kabul ettirebilecek mi? Mümkün ama kolay değil.