A.İlter TURAN
SİYASET PENCERESİ
Bu haftaki yazımıza bir bilmeceyle başlayalım: Bazı dost ülkelerin “Türkiye’yi” dinlemelerinin, hukuk devletinin, erklerin birbirini dengeleme ve denetlemesinin ve siyaset ve iş hayatında ahlak kuralların geçerli olmasının birbiriyle ne ilişkisi vardır? Bu olguların arasında bir ilişkinin varlığı ilk bakışta dikkati çekmeyebilir. Hatta başkalarını dinlemek ahlaka ne derece uygundur diye sorabilirsiniz.
İsterseniz, bilmeceyi çözmek için bir analiz çerçevesi oluşturmaya çalışalım. Çözümlememize, bir devlet bir diğer devletin muhaberatını neden dinler sorusu ile başlayalım. Cevap basit: Dinledikleri ülkenin neler yaptığını, yapmayı tasarladığını ve neler yapabileceğini kestirmek istediği için. Hele bir ülkenin söyledikleri ve yaptıkları birbirini tutmuyorsa, gizli gündemleri olduğundan kuşku duyuluyorsa, diğerlerinin o ülkeyi dinleme istekleri de yoğunlaşır.
Gelelim ikinci sorumuza: Hukuk devleti nedir, neden önemli? Hukuk devleti ilkesi kamu kurumlarının hukukun genel ilkelerine ve yürürlükte olan yasalara uygun hareket etmesini öngörüyor. Kamunun böyle davranması önemli mi? Evet, çünkü hukuk devleti ilkesinin geçerli olduğu ortamlarda vatandaşlar, sivil toplum örgütleri, medya, şirketler, partiler, kısaca herkes siyasette, iktisatta, yaşamlarının devletle bağlantılandığı her alanda olabileceklerin sınırlarını az çok tahmin edebilirler. Bu yapılamazsa keyfilik egemen olur, demokrasiden uzaklaşılır.
Erklerin birbirini dengelemesinin sanıyorum ayrıntılı açıklama gerektiren bir yönü yok. Yasama, yürütme ve yargının birbirini dengelemesi ve denetlemesi, her birinin kendi yetki sınırları içinde kalmasının güvencesidir. Böylece, vatandaşlar, sivil toplum ve iş dünyası, devlet kurumlarının kendilerine yasaların çizdiği sınırlar içinde kalacağına güvenebilirler. Demokrasi de böyle bir mekanizma sayesinde varlığını sürdürebilir.
Son olarak, siyasette ve iş hayatında neyin yapışmasının uygun olup olmadığını belirleyen ahlak kurallarının gözetilmesine eğilelim. Bu ahlak kuralları yasaların ifa ettiğine benzer işlevleri vardır. Aktörlerin eylemlerinin hangi sınırlar içinde kalacağını belirleyerek, bunların tahmin edilebilirliğini güçlendirirler.
Böylelikle, birbirinden farklı alanların birbiriyle ilişkisini bilmiyorum kurabildik mi? İster günlük yaşamda, ister iç veya dış siyasette olsun, bireyler, kuruluşlar, devletler ortamın tahmin edilebilir olmasını, olabileceklerin en kötüsü ve en iyisinin sınırlarının kestirilebilmesini, bunlar arasındaki alanın dar olmasını isterler. Bilgi toplama, hukuk devleti ilkesi, erklerin birbirimi denetleme ve dengelemesi, ahlak kurallarının gözetilmesi bu amaca hizmet eden ilkeler ve araçlar.
Bir bilmeceyi çözdük, yazımızı bir başkasıyla bitirelim. Sizce ben bu konularda bir yazı yazma ihtiyacını neden hissettim? Cevabı bulmanın sizi çok yoracağını sanmıyorum.
CAPTION: İster günlük yaşamda, ister iç veya dış siyasette olsun, bireyler, kuruluşlar, devletler ortamın tahmin edilebilir olmasını, olabileceklerin en kötüsü ve en iyisinin sınırlarının kestirilebilmesini, bunlar arasındaki alanın dar olmasını isterler.